Devam etmekte olan XRP davasında bir dönüm noktası olarak, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ve Ripple Labs 9 Kasım’da kritik bir tartışma için bir araya gelecek. Ripple’ın üst düzey yöneticilerine yönelik suçlamalar reddedilmiş olsa da, daha geniş kapsamlı sorunlar çözülmemiş durumda ve bu toplantıyı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kripto varlıkların geleceği için çok önemli bir belirleyici haline getiriyor.
Kasım 9 toplantısının riskleri
Önümüzdeki toplantının önemini vurgulayan SEC, yasal mücadelenin alacağı yön konusunda daha fazla netlik sağlaması beklenen bir tarih ortaya koydu. SEC, Yargıç Analisa Torres’e gönderdiği son yazışmada bu çok önemli “toplantı ve görüşme oturumunu” duyurdu. Bu buluşmanın özü, davanın yol haritasını belirlemek amacında yatıyor. Bu oturumdaki müzakerelerin, eldeki acil konuya ilişkin potansiyel brifing programı etrafında dönmesi bekleniyor. Nedir bu mesele? Ripple’ın XRP’nin kurumsal satışlarıyla ilgili iddia edilen Bölüm 5 ihlallerini ele almak için gereken uygun çözümlerin sorusudur.
Bilmeyenler için, 1933 tarihli Menkul Kıymetler Kanunu’nun 5. Bölümü, menkul kıymetlerin halka pazarlanmadan önce SEC’e tescil edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu durum kurumsal yatırımcıları da kapsamaktadır. Milyon dolarlık soru (muhtemelen kelimenin tam anlamıyla) şu: XRP bu tüzük kapsamında bir menkul kıymet tanımına giriyor mu? Olumlu ise, Ripple sınırlarını aştı mı? Bu davanın sonucu, kripto varlıkların Amerika Birleşik Devletleri’nde nasıl algılanacağı ve düzenleneceği konusunda bir ölçüt oluşturarak kalıcı bir etki bırakmaya hazırlanıyor.
Olası sonuçlar ve bunların Ripple üzerindeki etkileri
Davanın dramı ortaya çıktıkça, SEC ağır bir anlaşmayla sonuçlanabilecek bir çözüm aramaya meyilli görünüyor. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi halinde Ripple kendisini büyük bir parasal yükün altında bulabilir. Bu meblağın milyonlarca doları bulabileceği tahmin ediliyor. Bu miktar, bu uzun süreli yasal yüzleşmeden kaynaklanan devam eden yasal masraflarla birleştiğinde, Ripple’ın kaynaklarına potansiyel olarak bir darbe vurabilir. Ancak, bu konuya dengeli bir bakış açısıyla yaklaşmak çok önemlidir. Ripple’ın üst düzey yöneticileri, toplulukla iletişimlerinde, davadaki son gelişmelerin esasen yakın bir anlaşmaya işaret etmediğinin altını çizdiler. Yine de, böyle bir sonucun ortaya çıkma olasılığı devam ediyor ve tamamen göz ardı edilemez.
Yasal mücadelenin ortasında Ripple’ın zaferleri
Yoğun yasal çatışmaların ortasında Ripple, 13 Temmuz’daki karardan bu yana birkaç kayda değer zafer elde etti. Bu başarılar, topluluğun kripto varlığa olan inancını yeniden canlandırdı. Yargıç Torres, belirleyici bir hamleyle, XRP’nin ikincil ticaret platformlarındaki programatik satışlarının menkul kıymetler yasalarına uymadığına karar verdi. Bu karar XRP’nin imajının şekillenmesinde etkili oldu. XRP, statüsünü netleştirerek cazibesini yeniden kazandı, toplulukta dalgalar yarattı ve bir kez daha kripto borsalarının ve hizmet sağlayıcılarının dikkatini çekti. Bu olumlu ivme aşikârdır ve Ripple’ın ve temelindeki varlığın dayanıklılığının bir kanıtı olarak durmaktadır.
Dahası, şirket için bir başka önemli rahatlama, dün gerçekleşti. Kriptokoin.com olarak da bildirdiğimiz üzere kurucular Brad Garlinghouse ve Chris Larsen’e yönelik suçlamalar reddedildi. Bu kararla birlikte, şirketin başındakiler, yasal işlemlerin gölgesinden kurtuldu ve Ripple’ı yenilenmiş bir güçle yönetmelerine olanak sağladı. Biz 9 Kasım toplantısına yaklaşırken, tüm kripto topluluğu nefesini tutarak izliyor. Riskler yüksek ve sonuçlar önümüzdeki yıllarda ABD’deki kripto varlıkların manzarasını yeniden şekillendirebilir.